SABIR
Sabırlı olmak, Müslümanların hayatları boyunca en fazla ihtiyaç duyacağı erdemlerden de birisidir. Bir mü'min tam anlamıyla iman edebilmek ve bu imanını koruyabilmek için sabırlı olmalıdır.
Özellikle İslâmiyet'in 13 yıl boyunca süren Mekke döneminde, sabırlı olmak en bariz vasıftı. O dönemde İslâm'ı seçen insanların hepsi karşılaştıkları her türlü baskı, zorluk ve hatta işkenceye rağmen imanlarını koruma mücadelerini verirken sabırlı olmaları onların en büyük vasıfları olmuştur.
Sabırlı olmanın iman üzerindeki olumlu ve yapıcı etkisi o kadar çoktur ki belki de bu sebeple sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) kendisine "İman nedir?"diye sorulduğu zaman, "Sabırlı ve hoşgörülü olmaktır." cevabını vermiştir. (İbn Hanbel, IV, 386.)
Hz. Ali ise sabrı, "vücuttaki başa" benzetmiştir. Hz. Ali (r.a.) için; nasıl bir vücut başsız yaşayamaz ise, Müslüman'ın imanı kemale ermesi de sabır olmadan mümkün olmaz. (Abdürrezzâk, Musannef, XI, 469.)
"Sabır ve namaz ile Allah'tan yardım isteyin. Şüphesiz o (sabır ve namaz), Allah'a saygıdan kalbi ürperenler dışında herkese zor ve ağır gelen bir görevdir."
Bakara Sûresi, 45. Ayet
"Ey iman edenler! Sabrederek ve namaz kılarak Allah'tan yardım dileyin. Şüphe yok ki Allah sabredenlerle beraberdir."
Bakara Sûresi, 153. Ayet